Gümüş Suyunun Bilinmeyen Faydaları

4 yıl önce, Gümüş Suyu


Gümüş Suyunun Bilinmeyen Faydaları

Son zamanlarda sürekli konuşulan ve merak edilen Gümüş suyunun geçmişi, şimdisi ve geleceği neymiş bir göz atalım.
Çok eski tarihlerden beri hem değerli hem de şifalı bir maden olarak bilinen gümüş,  binlerce yıldır dünyadaki medeniyetler tarafından iyileştirici ve antibakteriyel madde olarak kullanılmıştır. Bu nedenle eski çağlarda, gümüşten yapılan çatal ve bıçaklar kullanmak ya da gümüş kaplarda yemek yiyip gümüş kupalardan bir şeyler içmek önemli olmuştur.

Gümüş simgesi Ag olan beyaz, parlak, dövülebilen, ışığı çok iyi yansıtan değerli bir metalik elementtir. Altın ve bakırdan sonra keşfedilen gümüş en doğal elektrik iletkenidir. Bu sebeple, terapötik uygulamalar için de uygundur. Doğadan çıkarılan metaller arasında renk olarak en beyaz kalan elementtir. Gümüşe yeteri kadar parlaklık kazandırıldığında yansıtma özelliği oldukça kuvvetlidir ve bu özelliği sebebiyle optik ayna üretiminde gümüş elementi kullanılmaktadır. Atom numarası 47,atom ağırlığı 107,87 gramdır. Erime noktası 961,9 °C,  kaynama noktası 1950° C ve özgül ağırlığı 10,5 g/cm³’tür. Gümüş bilinenin aksine AĞIR METAL DEĞİLDİR !
bakır / altın ve gümüş periyodik tabloda ASİL metal sınıfındadır…


Bir maddenin bireysel özelliklerini kaybetmeden parçalanabildiği en küçük parçalar NANO parçacıklar olarak adlandırılır, gümüşün sağlıkta kullanılan versiyonuna NANO Gümüş adı verilmektedir. Gümüşün çeşitli proteinlerle bileşik halidir ve güçlü bir antiseptiktir.
Tıbbi, koruyucu ve restoratif güçleri eski Yunan ve Roma İmaparatorlukları kadar geriye gidebilir. Modern farmasötiklerin geliştirilmesinden çok önce gümüş bir mikrop öldürücü ve antibiyotik olarak kullanılmıştır. Eski dönemlerde kullanımına örnek verecek olursak;

  • MÖ. 3100’lü yıllarda Mısırlılar, M.Ö. 2500’lü yıllarda Persliler ve Çinliler tarafından kullanılmıştır.
  • MÖ. 700’lü yıllarda Lidyalılar tarafından gümüş para kullanıldığı bilinmektedir.
  • Romalılar, küçük gümüş parçacıklarını yanıkları, kesikleri ve yaraları tedavi etmek için kullanmış. ( Roma döneminde sadece gümüş kaplarda su taşıyan askerlere savaşa gitmek için izin verilirdi çünkü Romalılar gümüş kapların suyu temiz ve saf tuttuğunu biliyordu.)
  • Grekler, su ve şarap kaplarını bakterilerden temizlemek için,
  • Yunanlılar ise suyu ve diğer sıvıları taze tutmak için gümüş kaplar kullanmışlardı.
  • Eski Mısır yazılarında gümüş kullanımından bahsedilir.
  • Orta Çağ’da, gümüş eşyalar zenginleri vebanın tehlikesinden korudu.
  • Özellikle zenginler bakterilerin çoğalmaması için yiyeceklerini gümüş kaplarda depoladılar ve yediler.
  • Tarihte gümüş metal yaprağı sargı bezi olarak,
  • Gümüş yaprak, 1. Dünya Savaşı sırasında askerler tarafından sürdürülen yaralarda enfeksiyonla savaşmak için kullanılmış.
  • Antibiyotiklerin kullanılmasından önce, NANO Gümüş hastanelerde yaygın olarak kullanılıyordu ve en az 1200 yıl boyunca bakterisit olarak bilinmekteydi.
14. yüzyılda Avrupa’nın merkezinde nüfusun yüzde 25’i Kara Vebadan ölmüş sadece çingeneler bu felaketten etkilenmemişlerdi. Çingenelerin tedavi amacıyla gümüşü küçük partiküllere ayırıp açık bir damardan vücuda verdikleri biliniyordu. Partiküller kan dolaşımı sayesinde bütün vücuda yayılıp bakteri ve virüsleri yok ediyordu.
Gümüşün faydalarının bilindiği dönemde doktorlar hastalarına eğer sağlıklı olmak istiyorlarsa gümüş tabaklarda ve gümüş çatal bıçak kaşık kullanarak yemek yemelerini tavsiye ediyorlarmış.  ‘’ Ağzında gümüş kaşık ile doğmak ‘’ deyimi buradan gelmiştir; çünkü bunu o zamanlarda zengin aileler yapabiliyordu ve zengin çocuğu olmak yani doğuştan kısmetli olmak manasında kullanılan deyim buradan türemiştir.
GÜMÜŞ ÖNEMİNİ NASIL KAYBETTİ?
1906 senesinde bütün büyük ilaç şirketlerini satın alan John D. Rockefeller, NANO Gümüş ilaç satışlarının kendi tekelindeki ilaç sektörüne engel oluşturacağının farkındaydı. Bu sebeple Jude Abraham Flexner yardımı ile ( Flexner Raporu sonrasında, General Education Board of the John D. Rockefeller Vakfının sekreterliğine getirildi)  Amerika’daki tüm tıp fakültelerinde gümüş suyu konusunun işlenmeyeceği ve bu talimata uymayan tüm profesörlerin lisanslarının elinden alınacağını belirtmiştir. 2017 yılında vefat eden David Rockefeller’in geride bıraktığı mirasa en çok katkı yapan sektörlerden birisi de hiç şüphesiz ilaç sektörü.  Şaşırtıcı olan  Rockefeller’in, hiçbir zaman ailesinin ilaç kullanmasına izin vermemiş olmasıdır.

2.Dünya Savaşı sırasında penisilin keşfedildi ve sentetik olarak üretildi. Böylece tıpta patenti alınmış sentetik ilaçlarla büyük ilaç firmalarını çok zengin eden yeni bir çağ başladı. Bu şirketler patentini almadıkları hiçbir şeyi satmayacaklardı ve tabiatta bulunan maddeler patentlenemezler. 1940’lara kadar dünyada oldukça yaygın bir şekilde kullanılan NANO Gümüş, antibiyotiklerin keşfi ile birlikte ve reklam önlemlerine çok yüksek miktarlarda para yatırılması sonucu kapitalizm düzene yenik düşmüş, zamanla kullanımından vazgeçilmiştir. Antibiyotiklerin ekonomik zaferi böylece başlamış oldu.
 GÜMÜŞÜN ÖNEMİ TEKRAR NASIL ANLAŞILDI?
Son zamanlarda antibiyotiklerin bakterilere karşı başarısız olması, bakterilerin sentetik antibiyotiklere karşı direnç geliştirmesi ve sentetik antibiyotiklerin yan etkilerinin daha fazla olması gümüşün antimikrobiyal olarak kullanımını tekrar gündeme getirmiştir. Gümüş ASİL  metal iyonları arasında yüksek antimikrobiyal aktivitesi ve insanlar üzerinde toksik etki yapmaması ile en yararlı olan metaldir.
Gümüş suyu, antibiyotiğe ihtiyaç duyulan ve antibiyotiğin yetersiz kaldığı hemen tüm alanlarda aktif olarak kullanılır. Ancak antibiyotikten farkı tamamen doğal bir karışım olma özelliği sebebiyle her türlü yan etkiye uzaklığı ve metabolizmada herhangi bir yok edici etkiye sahip olmamasıdır. Vücuttaki sıvıların çoğu kristalize yapıda değil NANO yapıda olduğundan NANO maddeler vücut tarafından daha kolay emilmekte ve mikroplara karşı daha etkin olmaktadır. Ayrıca NANO gümüş böbrekler, lenf sistemi ve bağırsaklar tarafından kısa sürede atılmaktadır.
Gümüş suyu, nano partiküler olması nedeniyle hücrelerin içine girebilir. Bakteri ve virüslerin içine girerek onları parçalar. Parçalanan bakteri ve virüsleri vücudumuz dışarı atar. 650 farklı bakteri ve virüse karşı son derece etkilidir.
NANO gümüş suyu, gümüş parçacıklarının saf su içerisinde homojen olarak dağılmış halidir. Çözülen gümüş partikülleri aynı elektrik yüküne sahip oldukları için birbirini iterler.  Bu sayede çözücü içerisinde tamamen homojen olarak dağılmış olur. Gümüş partiküllerinin aynı elektrik yüküne sahip olup birbirini itmesi ve homojen olarak dağılması vücutta yığılma yapmamasına olanak sağlar. Belli bir süre dolaşım sisteminde görevlerini tamamladıktan sonra sindirim sistemi yoluyla dışarı atılırlar. Hem homojen olup birbirine temas etmemesi, hem de sindirim sistemi yoluyla kolaylıkla atılabilmesi özelliklerinden dolayı, NANO gümüş suyu hiçbir yan etkiye ve kalıcı etkiye sahip değildir.
İyonik NANO Gümüş parçacıkları; mikrop, bakteri ve virüslere saldırarak onların hücre duvarlarını geçerek hücre zarlarında bulunan DNA yapısını bozarlar. NANO gümüş tarafından yayılan elektronlar, onların hücre zarını yırtarak mikro organizmaların DNA ve RNA sının tekrarlayacak çoğalma özelliğini yok eder. İyonik NANO Gümüş suyu karşısında mikro organizmaların, bakteri ve mantarların yaşama şansı yoktur. Onların hücre zarını gümüş yırttığı için bu şekilde çoğalmaları engellenmiş olur. Bir daha aktive olmaları da mümkün olmaz.
NANO gümüş suyu Avrupa’da çok yaygındır. Her evde bulunur ve şiddetle tavsiye edilir. Saf ve sulandırılmamış olarak alınmaktadır. Hiçbir koşulda içine su karıştırılmaz. Çünkü su mineral içerdiğinden gümüşü tuzlandırır.  Amerika’daki yeni doğan çocuklara, doğumdan hemen sonra gümüş içerikli göz damlaları, gözde oluşabilecek enfeksiyonları engellemek için kullanılır. Bugün Dünya’da; bütün büyük şehirlerdeki su sistemlerinde ve batı sanayi ülkelerindeki bütün büyük işletmelerde sayısız uygulamada dezenfektan olarak  kullanılmaktadır.
Kullanımında Dikkat Edilmesi Gerekenler;
  • NANO gümüş suyu ışığa karşı korunmalı etkisini kaybetmemesi için güneş ışığına maruz bırakılmamalıdır.
  • Buzdolabında saklanmamalı, serin ve kuru ortamda muhafaza edilmelidir.
  • Elektronik eşyaların yanında saklanmamalıdır.
  • Ağız yolu ile kullanılacaksa küçük yudumlar halinde alınmalı mümkün olduğunca ağızda tutulmalıdır.
  • Kullanım öncesi ve sonrası 20 dk boyunca hiçbir şey tüketilmemelidir.
  • Göz, kulak, burun ve ağıza fısfıs şişe ile püskürtülerek veya damlatılarak kullanılabilir.
  • Hangi şartlarda ve nasıl üretildiğini bilmediğiniz gümüş sularını kullanmayınız.

Hasta olmayan sağlıklı bir bireyin günlük güvenli doz kullanımını Dünya Gümüş Güvenlik Konseyi tarafından şu şekilde açıklanmıştır;
Kişinin kilosu ile 12 çarpılır çıkan sonuç kullanılan gümüş suyunun ppm oranına bölünür.  Elde edilen veri sağlıklı bir insanın günlük kullanabileceği gümüş suyu damla sayısını verir (20 damla 1 ml gümüş suyuna eşittir).
Son olarak içerisinde gümüş iyonu barındıran tek besin cevizdir. Gümüşün faydalarına bakarsak ceviz, tüketmeyi ihmal etmemiz gereken en önemli besindir.
(Verilen bilgiler derleme niteliğinde olup geniş çaplı bilgi edinmek ve gümüş suyu kullanmak isteyenlerin hekimlerine başvurması önerilir)

GÜMÜŞSUYU BİR İLAÇ DEĞİLDİR.
HASTALIĞA NEDEN OLAN BAKTERİ VE VİRÜSLERİ YOK EDEREK 
HASTALIĞIN NEDENİNİ ORTADAN KALDIRIR.
PATENT ALINAMAYAN BİR ÜRÜNDÜR.

 


Henüz hiç yorum yapılmamış, ilk yorum yapan sen ol!
Yorum Yap